8 Ağustos 2014 Cuma

ontolojik bir mesele olarak kendine menfaati ol(a)mamak!

twitter'a yazılacak bir cümle iken burada izaha muhtaç bir cümle hâline dönüşen " ben kendi sömürgecisi ile doğrudan veya dolaylı herhangi bir ilişiği olan birinin kendi milletine yararı olacağını düşünmüyorum." cümlesi üzerine bi şeyler yazayım istedim.

ismail beşikci bir yazısında eğitime dair bana göre çok önemli tespitler yapıyor. "kürt" kalmanın/kalabilmenin dil (dolaylı bir şekilde eğitim) ile olabileceğini vurguluyor. haklı.

yeryüzünde maalesef birçok sömürgeci gelmiş geçmiş ve çoğu asimilasyonu dil ve eğitim yoluyla gerçekleştirmiş.

hindistan'da ingilizce, cezayir'de fransızca, kazakistan'da rusça, kurdistan'da türkçe vs. bu ülkelerin hepsinde ve daha fazlasında dil ve eğitim bir sömürü/asimile edici aracı olarak kullanılmıştır.

türkiye'de daha hafif bi şekli olan alfabe değişimi ve yeni dil yaratma çabaları da buna dâhil edilebilir.

bir şekilde kendi sömürgecisi ile irtibatı olan hiç kimse (eğer büyük bir kırılma yaşayıp özüne dönme kabiliyeti sergileyememişse) milletine bu konuda bir fayda sağlayamaz.

çocuğuna türkçe öğreterek onu "kürt" yapamaz. kendisini "türk"çe eğitimin verildiği bir okula gidip "kürt"leşemez.

hayatın "türk"çe döndüğü bir dünyada "kürt" kalamaz.

bu örnekleri diğer ülkelere de uygulanabilirsiniz, sonuç aynı olacak.

en sonunda amin maalouf gibi şizorfrence tepkiler vermeye başlar, "hayır ben "türk"çe yaşayıp" kürt" kalabilirim" diyen.

tüm bunları cümlemi daha anlaşılır kılmak için söyledim. umarım anlatabilmişimdir.